PRESSE

KÜLTÜR & SANAT
By MELIS ÖZKAN & AVNIYE TANSUG

« Heykel yinelenen tutkulardan dogar »

Heykeltiras Alain Valtat, 15 Temmuz – 15 Agustos tarihleri arasinda Gümüslük Akademisi’nde « Demir Adam » baslikli bir atölye çalismasi yönetecek. Valtat, heykeli ve atölyesini anlatti.

By MELIS ÖZKAN

Fotografla kurulan yakin iliski, « dünyanin hassas bölgeleri »ndeki çalismalar, gazetecilik, serigrafi, politik açidan « sakincali » tavirlar… Bu kadar farkli egilimden sonra

sizi heykele yönelten ne oldu?
Ya da heykel kendine özgü incelikleri için sözcü olarak
neden beni seçti? Bu soruya yanit verilebilecegini
sanmiyorum dogrusu, yine de bu karari kendi kendimize
vermedigimize eminim. Matisse de bizim sanati
seçmedigimizi, onun bize kendini zorla kabul ettirdigini
söylememis miydi! Heykel, her zaman yinelenen tutkulardan
dogar. Bizi asan bir seylerin arayisidir bu, rüyalarimiz da,
genelde unutulan esinlenmelerdir aslinda. Heykelin formuna
gelince, bana göre soyutlama derin bir inançtan dogar.
Heykel bellektir, evrenselligin senfonilerinden biridir.

Siz güzeli yaratmak için yola çiktiginizi söylüyorsunuz.
Temel malzeme olarak demiri kullaniyorsunuz. Neden bu
malzemeyi seçtiniz?
Demir bence çagdas heykelin en mükemmel malzemesi.
Insan düsüncesinin hâlâ prehistorik çagda oldugunu
düsünüyorum, bu nedenle de yirmi yildir « Demir Çagi »
heykelleri üzerine çalisiyorum. Heykeltirasin isi, insanlarin
imgeleminde animsama yaratmaktir, tüm sanatçilar da bu
nedenle yasadiklari toplumun taniklaridir ayni zamanda.
Heykel de bu rolden kurtaramaz kendini. Bu bakisi
dönüstürmenin çok önemli oldugunu saniyorum. Unutmayin ki
demir yer kabugunun yüzde besini temsil ediyor.
Astrofizikçilerin dünyasi için demir, en tanidik malzeme.
Onlara göre evrenin çekirdegi, eriyen demir…

Demiri bir meydan okuma araci olarak okumak da
mümkün. Yaratim sirasinda onun yol açtigi sorunlarla basa
çikmak da isinizin bir parçasi haline geliyor olmali…
Bazilari ellerini kullanmayi sevdikleri için heykeltiras olur, su
ya da bu malzemeye karsi bir egilimleri vardir. Iste ben
onlardanim. Ama bu yetmez, özel bir duyarliliga sahip olmak
gerekir, ben demirle kendimi çok iyi ifade edebildigimi
düsünüyorum. Bu malzemeyi islerken ortaya çikan sorunlarla
bas etmeye çalismanin çok ilginç olacagina inaniyorum. Kütle,
hacim; isikla form ya da boslukla hacim arasindaki iliski,
formlari ve yapiyi anlayabilmek için daha da ileri gidebilmenin
yollarini aramak, bu yolla uzaysal gerçekligi az çok
anlayabilmek; iste benim heykelle ilgili meselelerim bunlar
asagi yukari.

Bodrum ve Gümüslük Akademisi?
« Tapinak Tacirleri » Bodrum’a da ihanet etti! Ama yillar
önce bir film çekimi için gittigimde, Halikarnas Balikçisi’yla
tanisma olanagi bulmustum, nehirleri canlandiran balikçiyla…
Ona hayranlik duymustum. Tanrilarin hep denizin kiyisinda
oldugu yerdi benim için Bodrum. Gümüslük’te Latife Tekin,
Ahmet Filmer ve arkadaslarinin kurdugu bu vakfin Türkiye için
çok önemli oldugunu düsünüyorum. Bence bu güçle çok daha
genis bir olusumun ortaya çikmasi ve isinlarini yayarak hizla

sinirlari kaldirmasi gerekiyor

Lyon Gari’nda 22 Eylül’e dek sürecek olan serginizi anlatir misiniz?
Bu sergi gerçekten de çok önemli, çünkü ilk defa çagdas
soyut bir heykel böylesine genis bir seyirci kitlesine sunuluyor.
Böyle bir is ilk kez bir tren garinda, üstelik Paris’in en önemli
garinda gerçeklesiyor. Bu, müritlere, « Bakmak yerine görmeyi
ögrenin, » demenin bir yolu. Brancusi ne demisti: « Benim
heykellerime onlari görene dek bakin ».
Alain Valtat’nin atölyesi hakkinda ayrintili bilgi için:
http://www.gumuslukakademisi.org/,
Tel: (0252) 394 38 34

*************************
Web’de kültür sanat
Karabuda, Tekin ve Gümüslük Akademisi

By AVNIYE TANSUG

Geçen hafta, yakin geçmisin ünlü yönetmenleri Günes ve
Barbro Karabuda ile Çesme’de, sonra da Latife Tekin ile
Gümüslük Akademisi’nde bir araya geldik. Günes
Karabuda’nin Iletisim Yayinlari’nin yayimladigi « Uzaklarin
Ötesinde » (1) ile Yapi Kredi Yayinlari’ndan çikan « Indim
Zaman Bahçesine » ve « Zaman Bahçesinden Portreler »e (2)
eklenecek üçüncü kitabi yolda. Karabuda, bir taraftan da,
aslen bir Avusturyali olan Bonneval Kontu ya da Humbaraci
Ahmet Pasa’nin yasamöyküsü çerçevesinde Osmanli –
Avrupa iliskilerine isik tutacak bir « drama » çekmeye
hazirlaniyor. Senaryosu biten projenin simdilik tek eksigi
« fon ». Bu film, Türkiye – AB iliskileri açisindan islevsel bir
kültürel yatirim da olacak, destek verebilecek kurumlara
duyurulur! Ahmet Filmer’in Gümüslük sirtlarinda 15 dönüm
araziyi vakfederek baslattigi, Garanti Bankasi’nin destek
verdigi, Latife Tekin’in « tas üstüne tas koyarak » canlandirdigi
Gümüslük Akademisi’ne (3) yapilan yatirimin, dünya kültür –
sanatiyla kurulan somut iliskilerle katlanarak gelistigi gibi
tipki…
« Sanat, Kültür, Ekoloji ve Bilimsel Arastirma Merkezi Vakfi »
Gümüslük Akademisi’nde, hazirandan itibaren, farkli
disiplinlerde çalisan pek çok sanatçiyi biraraya getiren atölye
çalismalari yapilmaya baslamis. Biz oradayken, « Demir
Adam » diye taninan Fransiz heykeltras Alain Valtat (4) geldi.
18 Agustos’a kadar sürecek bir heykel atölye çalismasi
yapacak olan ve « Benim heykelim modern dünyamizin
tamamlayici bir parçasi, insan yapisi ise, düzene ve kaosa bir
övgüdür. Heykelim harekete, sürekli yenilenmeye, görkeme
ve yeni potansiyel arayislarina, sadece bakmak yerine yeni
görme yollari bulma basarisina bir övgüdür, » diyen Valtat’in
kendi web sitesinde de (5) bu dediklerini somutlayan bolca
malzeme var…

Bu yazin önemli etkinliklerden biri de « Anadolu Edebiyat
Dergileri Forumu » olmus. Anadolu’da yayimlanmakta olan
edebiyat dergilerinin çalisanlarini biraraya getiren forumda,
akademisyenlerle birlikte dergicilerin sorunlari tartisilmis.
Latife Tekin’in, « Agirlikli olarak yoksullukla edebiyat
arasindaki iliski tartisildi, » diye özetledigi toplantiya, T.C Is
Bankasi, Friedrich Ebert Vakfi, Açik Toplum Enstitüsü ve
Diyarbakir Kültür Merkezi katkida bulunmuslar. Akademi’nin
web sitesinde bu ilginç iletisimin özet notlari mevcut…

Latife Tekin, temmuz ve agustos içinde gerçeklesecek
diger projelerden de söz etti. New York’tan gelecek çagdas
sanatçilarla yapilacak « Dijital Sanat Atölyeleri », Dijital
Tasarim, Internet Sanati, Elektronik Müzik, Interaktif Sanat ve
Digital Video atölyelerinden olusuyor. Ayrica bu atölyelere
malzeme saglamasi bakimindan, bir de « Sualtinda Fotograf
ve Video » atölyesi var. Bu program antik Myndos kentinde
tüpsüz dalis çalismalarini da içeriyor. Agustos ayi ortalarinda
Ayla Algan’in bas rolünü oynadigi, Paul Bargetto’nun
yönetecegi « Hekabe » oyunu ile Finlandiya’dan gelecek Eri
Dans Tiyatrosu’nun « Ritüel » adli bir gösterisi olacak. 4
Agustos’ta ise Yayli Çalgilar Kuarteti, Gümüslük Akademisi
amfitiyatrosunda klasik ve çagdas programiyla bir konser
verecek… Bu tarihlerde yolu Gümüslük’e düseceklere ne mutlu…

Adresler:
5 http://www.alainvaltatsculpture.com/
tansug@webdekultursanat.com

Milliyet

Édition Culture. Juillet 2002

THE GUMUSLUK ACADEMY
Cultural Foundation for the Arts and Center for Scientific Research